
Hani tembellik yapip son kamp maceramizi yazmiyorum ya bi turlu... Bari parca parca yazayim dedim. Kronolojik siraya sokmanin o kadar da gerek olmadigina kendimi ikna ettim :-)
Kampa gittigimiz Queen Elizabeth Dogal Park`inda Albert ve Goerge gollerini birbirine baglayan kanalda bir tekneyle gezi yaptik. Ilk degil, daha once de bahsetmisimdir. Su kenraina gelen hayvanlari gormek adina cok keyifli bir gezi. Hatta bu gezide ilk kez bir fili yikanirken gordum. Girmis suya boyunu gecer mi gecmez mi bilmem ama bogazina kadar suyun icinde ama nasil mutlu! Kendini kaldirip kaldirip atiyor suyun icine, yan donuyor takla atiyor, ters donuyor takla atiyor...

Teknenin kaptani ile de ayri guzel bir diyalogumuz oldu. 3 yil once turist olarak ilk geldigimde ayni kaptan vardi. Yalniz geldigim icin gidip yanina oturup uzun uzun sohbet etmistik Noel ile. Hatta sonra Uganda`ya geri geldigimde cektigim fotografini birisiyle gondermistim ona. Animsadin mi beni? dedim. `Animsadim tabii, kac kisi bana fotografimi gonderiyor ki... Herkes gidiyor, unutuyor` dedi. Yine yanindaki muavin yerini aldim, sohbet ede ede guzel bir gezi yaptirdi bizi. `Sen de beni unutmamissin` dedi. `Noel, senin ismindeki birisi unutulur mu? Bir sen varsin: Kaptan Noel, bir de Noel Baba var ama onun gercek olup olmadigi supheli` dedim. Cok guldu, cok hosuna gitti...Katarakt olup matlasmis gozlerinin icine kadar guldugunu gordum gibi geldi.
